HER EVİN BİR ÖYKÜSÜ VAR

 
Çocukluğumda bizim mahalle
Kanal Boyu. Sağ köşedeki mavi ev.
Pencereden gördüklerimize tanık
oluruz. Ya görmediklerimiz?
Fotoğraflar için buraya tıklayınız
Bu bir Malatya- Tahtalı Minare
Barutçu / Aydınoğlu hikayesidir. 

HAYDARPAŞA GARI
BU YIL BEŞİNCİSİNİ
DÜZENLİYORUZ. 
13 KASIM 2023 PAZARTESİ
SAAT 12:00 -14:00 ARASI

Bir ‎5 kişi ve ‎şunu diyen bir yazı '‎V. HAYDAR PAŞA GARI Okuma Etkinliği هااله Haydarpaşa Garı İskelesi 13.11.2023 12:00-14:00 numanaydinoglu.com haydarpasagari13kasim numanaydinoglu@gmail.com Okusalardı yapmazlardı... Aydınoglu‎'‎‎ görseli olabilir

13 Kasım 2023 Pazartesi gününü takviminize yazdınız mı?
Her şey o gün başladı aslında. 13 Kasım 1918. Mustafa Kemal Atatürk Haydarpaşa garına ulaşmış, oradan kendisini almaya gelen Kartal İstimbotu'na binmek üzere merdivenlere yönelmişti ki,  yaveri Cevat Abbas yanına gelip bir süre beklemeleri gerektiğini söyledi. Mustafa Kemal tahmin ettiği şeylerin gerçekleşmiş olduğunu anladı. Başını kaldırıp Marmara'dan Boğazın girişine baktı. Üç yıl önce Çanakkale boğazında mağlup edip evlerine gönderdiği İngiliz ve Yunan orduları İstanbul'u işgal etmek üzere nispet yaparcasına boğaza giriş yapıyorlardı. Korkulan olmuştu.
Bekleme süresi dolmuş, İşgal kuvvetleri Haliç girişinden Dolmabahçe önlerine kadar giderek yerlerini almış, Saraya tehditler savuracak şekilde demir atmişlardı.
Mustafa Kemal kararını vermişti. Cevat Abbas'a işaret ederek Kartal İstimboltuna bindiler. Cevat Abbas çok üzgündü. Paşa ise kararlı.  İstimbot boğazın sularını yarıp işgal donanmalarının arasından geçerken yaverine şöyle dedi.
"TASALANMA ÇOCUK, GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER"
VE DEDİĞİNİ YAPTI. 
KASIM AYI CUMHURİYET TARİHİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLAYLARA EVSAHİPLİĞİ YAPTI.
29 Ekim'de Cumhuriyet ilan edildi.  Bağımsız bir devlet olmanın temeli atılarak ümmetlikten vatandaşlığa geçildi. 1 Kasım tarihinde önce Saltanat kaldırıldı altı yıl sonra da harf devrimi yapıldı.
Biz her yıl 13 Kasım'da Haydarpaşa garı önünde 12:00- 14:00 arasında kitap okuyarak Cumhuriyetimize damga vuran bu özel yere saygı sunmak istiyoruz ve diyoruz ki OKUSALARADI YAPMAZLARDI.
Daha fazla bilgi için lütfen sitenin konuyla ilgili bölümünü ziyaret ediniz.
Numan Aydınoğlu

ETKİNLİK FOTOĞRAFLARI İÇİN
RESME TIKLAYINIZ.
HER YIL 13 KASIM'DA 
SAAT 12:00 DA BEKLİYORUZ.
OKUSALARDI YAPMAZLARDI.
Özel ve Güzel

GÜNÜN MESAJI

 En Anlamlı Söz

Karıncaya sormuşlar :
''Nereye gidiyorsun?''
''dostuma'' demiş.
''Bu bacaklarla zor'' demişler.
Karınca : ''olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş... 

AYDINOĞLU SOYAĞACI

 Aile Soyağacımız


Hayatın Güldüren Yüzü
Sadık Şendil

 

Ocak 2014

 Mehmet ile Fatma

Mehmet ile Fatma

 

Kifayetsiz kelimeler

 Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,

 İki Mustafa Kemal vardır

 Farkında mısınız, Mustafa Kemal Atatürk adı gittikçe daha az kullanılıyor.
İlgimi çekti Neden Acaba? Kısa bir bilgi tazeleyelim.

 Tarihten  bir şiir

 Baştan başa yıkım. Kahkaha öldü. Gülen yok.
Ülkenin dört bucağında çığlık ve inilti...
Anayurtta yabancı oldu Mısırlılar.

 Neden Ölüyoruz

 Hiç düşündünüz mü her gün onlarca şehit veriyor yüzlerce yürek kan ağlıyor Peki Neden?

 Mesleki Yeminler

 Yaşamın bir bedeli vardır. Bu bedeli değişik şekillerde bize fatura eder. Biz bu faturaları öderken de değişik araçlar kullanırız. Kullandığımız araçlardan bir tanesi de “para”dır. Ülkemizde biz buna Türk Lirası diyoruz. Son günlerde de yeni bir logo ile tanır olduk ” ¨ “ .

 Mektupların Dili, Ya da dile gelen mektuplar

 Henüz Mayıs ayının başlarındayız. Yazımı dergiye göndermek için daha çok vaktim var ama, bu gün aldığım mektup beni çok düşündürdü ve ben de sizlerle paylaşmak için beklemenin bir anlamı olmadığını düşündüm.

 İyi İnsan Olmak

 Nedense hayatımızda böyle bir terim var: “İyi İnsan”. Bazıları ise, bu deyimi farklı iki kelime ile söyler. Onlar, “Güzel İnsan” der.

 ,

Subliminal

 İnternet’e sordum: Subliminal nedir ?
Dedi ki;

 

Başarısızlık öyküsü

"Hedefi olmayan gemiye, rüzgar fayda etmez”. 

 "Başarısızlık da bir başarı öyküsüne dönüşebilir, insan eğer hayata bakış açısını doğru bir eğimde tutarsa”

 

Gecenin matemi çökmüş gözlerine

 

Gecenin matemi çömüş gözlerine,
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle,
Saçını dök sineme derdini söyle
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle.

 

Pakize at the water

 Soru               : Türkiye hangi yarımkürede ?
Cevaplar        : Orta yarımkürede—Kuzey-Güney yarımkürede—Ay hatırlayamadım.......

 

Anama mektup

 Zaman geldi yaş aldım
Kendimce herşeyi öğrendim sandım
Utanmadım bir de çok bilir oldum
Senin ne bilge olduğun
Bilmeden ana.

 

Yaşamın resmini çizer misiniz?

 Çok uzaklarda değil, hemen şuracıkta duruyor. Hani elimi uzatsam yakalayacağım dediğimiz mesafe var ya! İşte o kadar uzak....

 

İki mektup ve bir mesaj

 Bu gün yine yazmak için makinamın karşısına geçtiğimde, hala akşam yaşanan yeni bir oniki şehit haberi ile sarsılmış durumdayım.
İçim yanıyor. İçimiz yanıyor ve ben inanıyorum ki, PKK denen örgüt ülkemizdeki Kürt meselesini çözmek yerine, kaşımak ve her geçen gün yeni sorunlar yaratarak çözümünü engellemeye çalışmakta.

 HİÇ YAZASIM YOK

 İçimden hiç yazmak gelmiyor. Oysa ne güzel başlamıştı yazın ilk günleri benim için. Uzun yıllar emek vererek yazdığım kitabım değişik medya gruplarının kitap ilavelerinde yer bulmuş ve bu sayede daha çok okuyucu ile buluşma şansı yakalamıştım.

 

Bu yıl yaz bir türlü gelemedi

 Ülkemizde düzenlenen en büyük para ödüllü (50.000 ABD doları), Uluslararası Bayanlar Tenis Turnuvası, İstanbul Tenis Kulübü tesislerinde yapılacak. 22 Ağustos ta başlıyacak turnuvaya WTA sıralamasında ilk 100 içerisinde birçok tenisçinin katılacağı bir turnuva.

 Komik-i felsefe mi desem, yoksa felsefe-i komik mi?

 Şu sıralar hangi ‘Tarihi araştırma’ kitabını okusam, adres dönüp dolaşıp ülkenin bu günkü durumunu işaret ediyor. Bir de şu günlerde ülkenin seçim sath-ı mahallinde olduğunu düşünürsek ve buna siyasi liderlerin meydanlarda konuşurken seçtikleri konuları, sözcükleri, ifade tarzları ve ses tonlarını eklersek, karşımıza çok özel durumlar çıkıyor.

 

Kredi kartı

 Bu gün 25 Nisan 2011. Bu sabah ofise gelirken arabada günlük işleri düşünerek bir düzene sokmaya çalışıyordum. İlk sırada, bu ayki yazacağım konu vardı. Dün çok yorucu olmasına rağmen bir o kadar da eğlenceli olan bir doğa yürüyüşüne katılmış, keyifli anılarla dönmüştüm. Sizlerle Fevziye köyünü, daha sonra Keramet Tepesi’ni...

 Geçtiğimiz ay, yurttan ve Dünyadan

 Tarihler 8 Mart 2011’i gösterdiğinde, bütün dünya kadınları güne umutla başladılar. Analar, bacılar, eşler, sevgililer, gün onların günüydü... Hiç olmazsa yılda bir gün kendilerinin önemli olduğunu duyumsayacaklardı. Peki bu duyguyu onlara kim yaşatacaktı? Biz erkekler

 

 

İçinizde beni tanıyanınız var mı bilmiyorum. Ben, “Şam'da Bir Mardinli” romanında yaşam bulmuş bir roman karakteriyim.

 

Ne dedim, ne anladın?

 Yer:                 İstanbul Atatürk Havaalanı
Tarih:             
17 Ocak 2011
Konu:              Nasıl şartlanmışız...

 Gün batımı İstanbul’u…

 Akşam üzeri… İstanbul; güneşin batışına yakın yine yeni renklerle donatıyor tablosunu. Kızıllık; ta Marmara’nın en uzak noktasından, mavi kırmızı bir renk karışımını sermiş Boğaz’ının üzerine, bulutlara dek yükseliyor… Vapurların köpükleriyle denizin üzerinde kesintiye uğrattığı kızıllık,

 Keşke mi Yoksa Bir dahaki sefere mi?

 Ağlayarak geliriz dünyaya, doğumumuza sevinen insanların gülen yüzleri arasında. Herkes bir mutluluk tablosu çizer. Hani Nazım’ın, “Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dediği gibi...
Bizi dünyaya getiren ana çizmiştir o anda bu mutluluk tablosunu, tabloda ağlayan sadece yeni doğan.

 Şam'da Bir

Mardinli

 “Anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzden sonra gelen.....”diye anlatır Nazım kadınlarımızı.
Haksızlığa karşı bir başkaldırı… Güçsüzlük ve çaresizlik… Ve, sonunda kaçış

 Kelimeler üzerine yorumlar

 Her doğan günün bize umutları iyilikler getirmesini dileyerek uyanır ve yatağımızdan öyle kalkarız. Hemen hemen hepimiz için, “GÜNAYDIN” ilk kullandığımız kelimedir.

  Bizim köyün halleri; Eylül 2010
  Dursun mu, durmasın mı? AĞUSTOS 2010 Geçtiğimiz günlerde karşılaştık Dursun’la. Görüşmeyeli yıllar olmuştu. Aynı lavaboda yüzümüzü yıkarken, aynı aynaya bakıyorduk. Önce birbirimize tebessüm edip selamlaştık. Sonra çok eski bir dost gibi bana sarıldı ve anlatmaya başladı. Belli ki, içi kararmıştı konuşmak istiyordu. O anlattı ben dinledim.
 

Bir “Dinazor”dan mutluluk notları

TEMMUZ 2010 

  • Beşiktaş, peş peşe transfer bombası patlatıyor.
  • Fenerbahçe ...’yi renklerine bağladı.
  • GS ... için ... milyon avro’yu gözden çıkardı.

 

     Haziran sayımızda, sevgili editörümüz ve can arkadaşım dergimiz yazarlarına övgüler yağdırmış ve beni de sektörün “dinazor”larından biri olarak tanımlamış ki, haklı. Ben de zaten haddimi bilerek teknoloji konularında yazmaktan elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyor bu konuyu gençlere, uzman ellere bırakıyorum                                                      

 

Biz kimiz?

 HAZİRAN 2010

Mayıs ayı yazımı okuyanlar belki hatırlarlar. Yazımı, “Biz kimiz?” diye bir soru ile bitirmiştim.
Şimdi isterseniz “Biz Kimiz?” sorusuna yakından bakalım.
Forbes dergisi Mayıs sayısında ülkemizde en çok kazanan yazarlar
 

 Ben... im

 MAYIS 2010

 Benim Bakanım, Benim Özel Şube Müdürüm, Benim Milletvekilim, Benim Elemanım...
Ya da bir başka konuşmadan alıntılar
 

Komplo teorileri

 NİSAN 2010

 Hepmizin e-posta kutusuna kimi zaman eğlenerek, kimiz zaman hüzün, kimi zaman ise endişe ile okuduğumuz fıkra ya da anektodlar gelir. Bu günkü yazıma konu olan anektodu da ben bu tür düşünce ile okuyup, yazanın hayal gücü ve benzetmelerine bırakmıştım.
 

Antonio Meucci

 MART 2010

 Adam yıllarca kendi icadının Alexander Graham Bell tarafından icad edildi diye bilinmesine ses çıkartamamıştı. Neyse ki ölümünden 113 yıl sonra iade-i itibar yapılarak telefonun asıl mucidinin kendisi
 

 Dostluk öyküsü

 ŞUBAT 2010

 O artık emekli biri, 34 yıl önce muhaberat memuru olarak girdiği bankasından bu ay itibarı ile emekli oldu. Tam otuz dört yıl. İstanbul bu dönemde otuz dört kış, otuz dört yaz gördü

 

 

 Ülke ve Kardeş

 OCAK 2010

 Bir İki Üçler,
Yaşasın Türkler.
...
....
Yedi Sekiz Dokuz
…lar Domuz.
 

 Telepati

 ARALIK 2009

 Okumakta olduğunuz derginin adı Telepati. Bu kelimenin Türk Dil Kurumunu sözlüğündeki anlamı, “Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olayı hiçbir bağlantı olmadan algılama, uza duyum.” Eğer iletişim için bu yolu yani Telepati’yi kullanıyorsanız sorun yok ama, ya kullanmıyorsanız!
 

 Devlet’in hizmeti, doğanın hikmeti…

 KASIM 2009

 Sene 1974 mü yoksa 75 miydi çok net hatırlamıyorum. Ben Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde matematik tahsili yapıyorum. Öğrenci olayları henüz hızını kesmemiş, okullarda öğrenime sık sık ara veriliyor.
Mevsimler geçiyor. Kara kış, kar ve yağmuru Karadeniz ve
 

 Suç ve ceza

 EKİM 2009

 Her zaman yazıyorum, söylüyorum balık hafızalıyız diye. Şimdi siz bu yazıyı okuduğunuzda yaşadığımız sel felaketinin üzerinden yaklaşık bir ay geçmiş olacak. Can acısı olan için için yanacak, mal kaybı olan,
 

 Özür diliyorum;’

 EYLÜL 2009

 Son dönemlerde moda olan bir çok şey var. Ama bu moda olan şeyleri kılık kıyafette ararsak sanırım çok yanılmış olacağız. Son bir kaç yıldır moda olan şeylerin hepsi siyaset meydanında, değişik sosyolojik kavramlar altında karşımıza çıkıyor.
 

 ’Cumhuriyet imkân demektir‘’

 AĞUSTOS 2009

 Mevsimi geliyor gene, siz bu yazıyı okuduğunuzda Ağustos ayının ortalarına doğru gelmiş olacağız. Önce aylık dergiler, sonra haftalık ve daha sonra günlük dergiler ile başlayacak olan Atatürk ve onun zaferleri süreci, Ekim ayında Cumhuriyet
 

 Suçlu kim?

 HAZİRAN 2009

 Geçen ayki yazımın ilk paragrafı bu ay maalesef geçerliliğini aynen koruyor. Ama bu defa konu başka: “Mardin’de 44 kişinin katledilmesi“. Bu olayın ardından hemen aynı film yeniden gösterilmeye başlandı. Yeni bir olay olana kadar bu filmi izleyeceğiz şimdi de.
   

İki olay, iki fıkra

MAYIS 2009
 Mart ayı sonunda ve Nisan ayı başında birbirini takip eden iki önemli olay yaşandı ülkemizde. Siz bu yazıyı okuduğunuz sıralarda belki de konu iyice önemini yitirmiş olacak
 

 O meşhur şarkı!

 NİSAN 2009

 1983 Yılı Temmuz ayında başladım NCR’da çalışmaya sonra araya bir Sağlık Sektörü tecrübesi girdi ve 1997 yılında geri döndüm. 2000 yılı sonunda bölge görevi aldığım günden beri bol bol seyahat eder oldum.
Bu arada yazılarımı kimi zaman uçakta, kimi zaman bulunduğum yerdeki otel odasında yazdım. Duygularımı ve bilgilerim
 

Kaderci bir toplumuz

 MART 2009

 Genelde ailece gezmeyi severler; üçü bir arada, kızları doğduğundan beri hiç yalnız seyahate gitmediler bir gezi hariç. O henüz çok yeni bir dünyalı iken. Yeni geldiği dünyayı tanımaya çalışırken Anne ve Baba
   

Şeker de yiyebilsinler

ŞUBAT 2009
 Tarih 5 Ağustos 1945 Pazartesi, kızımız hafta sonunu ailesi ile geçirmenin huzuru ile yatağına yatmıştı, akşam annesi ve babası konuşurken savaşlardan bahsetmişlerdi ama, küçücük aklı
 

 Mutlu Yıllar!

 OCAK 2009

 Ocak 2009 artık yeni bir yıl geldi, Hala etkisini üzerinden atamadığımız, Afganistan ve Irak savaşlarının en önemli sebebi yada mazereti olarak gösterilen 11 Eylül olayının üzerinden 7 (Yedi) yıldan fazla bir süre geçti. O gün hayatta olmayanlar bu gün okula başladılar...
 

 Mustafa

 ARALIK 2008

 Bu yazının başlığı Numan olsa ve Numan'ı anlatan bir yazı olsa kimi ilgilendirir? Ya da birileri çıkıp Numan'ın insan yönünü belgesel yaptım dese, kim merak eder ki Numan'ı? Sonuçta o da bu gün yaşayan
 

Teknoloji, insani değerler, hizmet... 

  KASIM 2008

 El telefonu kullanımındaki en önemli sebeplerden bir tanesi, istenildiği anda ulaşılabilmek ve ulaşabilmektir. Herkes size bir tuş çevirimi kadar yakındır artık. Temel felsefe budur
 

Görev ve sorumluluklar,

 EKİM 2008
 Dünya son derece önemli bir ekonomik kriz yaşıyor. Amerika'da aylardır süren bankalar krizi son günlerde en tepe noktasına ulaştı ve en önemli bankalarından biri iflas ilan etti. Bir başkası rakip bir banka tarafından satın alındı
 

 Yaşam için öğütler

 EYLÜL 2008

 Ağustos, havaların en sıcak olduğu ve hemen herkesin tatil için dört gözle beklediği bir ay. Kimimiz yaylalara serine, kimimiz deniz kenarında turistlerden yer bulabildiğimiz ve onların ödediğinin iki mislini ödediğimiz tatil köylerine kapağı atarız.
   

Biten kölelik devri...

AĞUSTOS 2008
 Hani televizyonların siyah/beyaz olduğu dönemlerdi. Renkli seyrettiğimiz tek maçın Beşiktaş / Altay maçı olduğu dönemler.. Herkesi ekran başına toplayan o önemli bir kaç dizi... Kökler, bir başkası Köle İzaora..
   

Memleketim…

TEMMUZ 2008
 Bu gün, yani 26 Haziran sabahı herkes dün akşamki Almanya maçını konuşuyor. Futbol milli takımımıza ve hocasına binlerce övgü ve teşekkür yazılıyor. Ne kadar açız başarıya ne kadar özlüyoruz güzel şeyleri.
 

 Nasıl bir milletiz?

 HAZİRAN 2008

 Balık hafızası' olan bir milletiz.
“Atın ölümü arpadan olsun diyerek” AIDS'in bile bize bir şey yapmayacağını düşünecek kadar safız!
Herşeyi, "Devlet Baba yapar" deyip sorumluluğu başkasına atacak kadar tembeliz...
 

Bahar ve İstanbul, 

  MAYIS 2008

 Yoğun bir seyahat programı ile dolu bir kış sezonunu geride bıraktığım şu günlerde, hafta sonu bir boğaz turu yapma şansını yakaladım.
Ne de özlemişim hani!
 

 İlginç bir seyahat öyküsü

 NİSAN 2008

 Uzun yıllardır sürdüğüm uluslararası görevim nedeni ile zaman zaman yoğun bir seyahat trafiği yaşıyorum. Zaman zaman hiç planlamadığım ve hatta aklıma bile getirmediğim seyahatleri de yapmak durumunda kalıyorum.
 

 Üç tepeler

 MART 2008

 Burası kocaman yeryüzünün herhangi bir yarım küresinin herhangi bir noktasında; etrafının herhangi bir yanı denizlerle çevrili, bazı komşularının topraklarında gözü olduğu açık ve net gözlemlenebilen, herhangi birimizin mensubu olduğu ülkelerden biri. Bu ülkede de diğer ülkeler gibi bir çok tepeler mevcut. Bu tepelerin kendine göre yaşamları, kavgaları sevinçleri var.
 

 Anlayana çok şey anlatan bir kitaptan seçmeler…

 ŞUBAT 2008

Yıl 1923 ve İzmir İktisat Kongresi toplanıyor. Mustafa Kemal burada yaptığı konuşmada şöyle sesleniyordu.
Geçmişte, Tanzimat devrinden sonra yabancı sermaye üstün hakları olan bir yere sahipti.
 

Spor ve sosyal ilişkilerimiz

 OCAK 2008

  İnşaat Sektörü her gün gelişen bir anlayış içerisinde yeni projeler üretiyor ve öncelikle biz İstanbul'da yaşayanlara, çok daha konforlu ortamlarda yaşama fırsatı sağlamaya çalışıyorlar.
 

Bir özgeçmişin yansıttıkları

 ARALIK 2007

 Her şey yolunda gidiyordu, İşler oldukça güzeldi ve ekip olarak, bu yılki planlarımız tutturabileceğimizi hesaplıyorduk. Başarılı bir yılı geride bırakmanın hazırlıkları ile son çeyreğe girdik. Ancak Murphy'nin
   

Annelerimiz

KASIM 2007
 Hani bizleri kanıyla besleyen ve can veren hayatımızı borçlu olduğumuz annelerimiz. İlk öğretmenimiz. Yaşamımızdaki dokunabildiğimiz, sarılabildiğimiz, sığınabildiğimiz o geniş yürekli bitmeyen sevgi kaynağımız. Annelerimiz.
 

 Sır

 EKİM 2007

 Toplum olarak fazla meraklıyız. Aslında birazda zamanın değerini bilmeyen bir toplum olduğumuzu söylemek gerek sanırım.
  Ankara'nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak... EYLÜL 2007 Ankara türküsü böyle başlıyor. Son aylarda Ankara oldukça fazla kamu oyunu meşgul etmeye başladı. Hoş Ankara, başkent olduğu günden bu yana sürekli gündemde olmayı başardı.
 

Anlayana çok şey anlatan bir kitaptan seçmeler…

AĞUSTOS 2007

 Yıl 1923 ve İzmir İktisat Kongresi toplanıyor. Mustafa Kemal burada yaptığı konuşmada şöyle sesleniyordu.
Geçmişte, Tanzimat devrinden sonra yabancı sermaye üstün hakları olan bir yere sahipti. Devlet ve hükümet, dış yatırımların jandarmalığından başka birşey yapmamıştır.
 

Asırlık Öykü, 

 TEMMUZ 2007

 Yıllar önce Behçet, okumak üzere evini terketmeye karar verir. Yıllar önce dediysem öyle beş yıl, on yıl, kırk yıl değil tam bir asırdan bahsediyorum. Evet, Behçet daha birinci dünya savaşı başlamadan, Osmanlı son dönemlerinde iken.
 

Futbol mu? Aman istemem!

HAZİRAN 2007

 Hani bazen insan yaşadığından, yada gördüklerinden dolayı utanır ve böyle bir olayı yaşamamış olmayı, ya da görmemiş olmayı ister ya, işte öyle bir gündü geçtiğimiz Cumartesi akşamı. Bende herkes gibi Fenerbahçeli arkadaşlarımla oturmuş maç seyredecek ve eğlenecektim.
 

 Sizi bilmem ama..!

MAYIS 2007

 Ben orada idim. Kimi gazetelerin yüzbinlerce diye tanımladığı kimi TV kanallarının onbinler dediği kişilerin arasında idim. Tüm ailece orada idik. Biz milyonlarca kişiydik...
 

Teoriden pratiğe 

 NİSAN 2007

Gene bir aile sohbeti, kızımla sohbet ediyoruz. Konu her zaman olduğu gibi ülkemiz ve sorunlarımız. 19 yaşında pırıl pırıl bir genç. Ülkenin geleceğini düşünüyor ve onun hakkında yorum yapıyor.
 

 … Vadisi,

MART 2007

 Geçtiğimiz yıl oldukça fazla ilgi uyandıran bir yerli dizi yeni bölümleri ile tekrar çekilip TV'de gösterime gireceği gün kızılca kıyamet koptu.
 

Sevgili Merih,

ŞUBAT 2007

 Desene iş çok ciddi. Sadece amatör duygularla yazmaya başladığım yazılarımın 100.000 (yüz bin) kişi tarafından görülmesi. Okunuyor olması konusunda bir iddiada bulunmayacağım ama, bir %10 desek gene de nereden baksan
  ADSL ile Mutlu Yıllar…OCAK 2007 Yeni bir yıla Kurban Bayramı ile birlikte giriyoruz. Ne dersiniz yeni yılı mı kurban edeceğiz, yoksa yeni yılda gene kurban biz mi olacağız?
 

Markopaşa

ARALIK 2006

1946 yılında yayın hayatına 22 sayı devam edebilmiş bir dergi, Aziz Nesin'in başyazarlığını ve tüm organizasyon sorumluluğunu üstlendiği, Sabahattin Ali'nin yazıları ile süsleyerek destek verdiği bir gülmece dergisi. 1946 yılında yayınlanan bu dergi Hıfzı Topuz'un o güzel anlatım dili ile “Başın Öne Eğilmesin”
 

Gençliğe Hitabe

KASIM 2006

 Hemen hemen her yazımda benzeri konulara yer veriyor ve kurtuluşu gene Atatürk'ün ya sözlerinde yada bizlere birer ders olacak davranışlarında arıyorum. Arıyorum öylesine ileriyi gören, öylesine dünya olaylarını değerlendirebilen bir lider dünya tarihinde yok.
 

Tarihten günümüze düşen bir gölge

EKİM 2006

 Hani bir terim kullanırız, “Kabak tadı verdi” deriz. Bu terim artık bu günlerde, şu Avrupa Birliği konusunda yazılanlar ve konuşulanlar içinde artık söylenecek noktaya geldi.

Yok uyum yasaları, yok düşünce özgürlüğü yok demokrasi

 

 Hangimiz daha …

 EYLÜL 2006

 Ağustos ayı geldi milli duygularımız yerinden oynadı ve Geçtiğimiz günlerdeki milli maç nedeni ile yeni bir boyut kazandı. Fenerbahçeli futbolcu Mehmet Aurello milli takıma alınamazmış, o milli olma ruhunu yansıtamazmış..
 

 Adsız yazı…

AĞUSTOS 2006

 Kadınlarımız, üzerine şarkılar yazdığımız, uğruna cinayet işleyip ağıtlar yaktığımız kadınlarımız. Öbür yarılarımız. Hayatımızda olmadıklarında kendimizi yarım hissettiğimiz varlıklar. Tüm bunların ötesinde ANA'larımız.

 

 
 

Yaşamdan üç kelime

 TEMMUZ 2006

  Bu kelimelerin anlamları ne idi ve biz ne amaçla kullanıyorduk. Ya da bu kelimeleri kullanırken bile, ne kadar kendi davranış ve düşüncelerimizle karşılaştırıyorduk.
 

 Her telden...

HAZİRAN 2006

 Dünyanın hızına ayak uydurmaya çalışmak ve olayları yakıdan takip etmek artık oldukça zorlaştı. İletişimin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde dahi, insanın herşeye yetişmesi oldukça zor
  Kaplumbağa Terbiyecisi MAYIS 2006 Hani, size sorsalar, Osman Hamdi Bey Kimdir? Diye. Çoğumuzun ilk aklına gelen cevap: "Ressam, Kaplumbağa Terbiyecisi'ni yapan adam" deriz ve bu bilgeliğimizle de kibirle bakınırız. Bundan bir kaç hafta evvel bana da sorsa idiniz, aynı tavırları sergilerdim gerçekten.
 

İnanmak ve inanarak yapmak...

NİSAN 2006

 Atatürk'ün, yaptıklarına inancının kendisinin eleştirilere ne kadar açık olduğundan biliyoruz. Bunun en önemli örneklerinden birini ise; dördüncü Büyük Millet Meclisi'nin süresi dolup seçime gidileceği zaman göstermiştir.
 

Kitap okumak...

MART 2006

 Bir sahne düşünün; üzerinde iki cambaz, ikisi de mesleklerinin en başarılıları. Bir tarafta şair/ yazar, ya da ayaklı kütüphane - diğer tarafta doktor
 

İstanbul'u keşfetmek...

ŞUBAT 2006

 İstanbul; 1977 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra iş nedeni ile yerleşip yaşamımı sürdürmeye karar verdiğim şehir. İçinde yüzyılların tarihini barındıran ve binlerce yılın gelişen ve değişen kültürlerine şahitlik eden bir şehir.
 

Hertelden

OCAK 2006

üç günlük bir Şam gezim oldu. ŞAM, PALMYRA ve HOMS'u ziyaret ettim. Şam Havaalanında pasaport kontrolüne attığım ilk adımdan başlayarak, Suriye'den çıkana kadarki son adıma kadar her gün,
 

 Ay' ağladı, ‘Yıldız' kaydı…

ARALIK 2005

 BU YAZI sanırım 9 Aralıktan önce yayınlanmış olacak ve hala herkes Türkiye İsviçre maçını konuşuyor olacak. Dün akşam kızımla (Henüz 17 yaşında bir lise son öğrencisi), hem maç hem de Avrupa'daki kültür düzeyi üzerine bir tartışma yaptık.
 

Hayatın ödülleri 

KASIM 2005

 ÖZEL anlar ve özel günler vardır hayatımızda. Hani bazen yaşadığımıza değdi dediğimiz olaylar. Hiç düşünmeyiz aslında o olayı yaşamamıza neden olan olaylar zincirini. Nerede başladığını ve o ana kadar nasıl geldiğini? İşte öyle bir gün yaşadım dün.
 

 Anlamak!

EKİM 2005

 CUMHURİYET kutlamaları her yıl ağustos ayının sonu itibari ile yoğunluk kazanır ve Atatürkçülük duygularımız 26 Ağustos'ta başlayan Sakarya savaşı ile birden harekete geçer,
 

 Hakkını Vermek,

EYLÜL 2005

 Hani bir söz vardır, “Yiğidi öldür ama hakkını ver”. Bu ay sizlerle bir yiğidin hakkını vermek adına birşeyler paylaşmak istiyorum.
 

 Kısmet!

AĞUSTOS 2005

HANİ çok bilinen bir fıkra vardır:

“Yaşı 70'i henüz geçmiş emekli bir beyefendi zamanını kahvede arkadaşları ile sohbet ederek, zaman zaman da fanti oynayarak geçirmektedir. Eeee,

 

 Toplumun aynası

TEMMUZ 2005

 BEN üniversiteden yeni mezun olmuş İstanbul'da ayakta kalmaya çalışan pırıl pırıl bir idealist iken tanıdım onu. Askerden geleli çok olmamıştı ve halen çalışmakta hatta yönetmekte olduğu bankaya memur olarak girmişti.
 

 Sivil Toplum Kuruluşları

HAZİRAN 2005

 MEDENİ olduğunu iddia eden toplumlar, bu konudaki en önemli gösterge aracı olarak o ülkedeki Sivil Toplum Örgütleri'nin fazlalığını ve bir o kadar da bu örgütlerin üye sayılarını değerlendiriyorlar.
 

 Başarı

MAYIS 2005

 

Başarmak nedir?

Bu soruyu kendimize ne kadar soruyoruz acaba?

 

 Anılar... Anılar...

NİSAN 2005

 Geçmişte yaşadıklarımız hep böyle anılar kadar uzaktır, ancak tüm anılarımız düşünce hızı kadar yakındır bize.
 

Gösteri   günü

MART 2005

 Ağlayarak geliriz dünyaya, sanki yaşayacaklarımızı önceden bilir gibi. Bir iniş çıkışlar savaşıdır yaşam.
 

 M-Kart –2

ŞUBAT 2005

 Hani Yıldız Savaşları filminin 1, 2,...6 ya kadar gittiği gibi benimde Mkart yazım gün geçtikce yeni numaralar alacağa benziyor.
 

Vatandaş olmak!!!

 OCAK 2005

 Evet, artık bizde bir Avrupa Birliği Üyesi adayı olarak görüşmelere başlayacağız ve sonunda tüm Avrupa bizim için görüşME mi diyecek acaba? Şimdi ben aslında işin siyasi boyutuna hiç karışmayacağım
 

 Mevsim Değişir Akdeniz olur”

ARALIK 2004

 Tüm bu duygular bir alev gibi parlıyor ve maalesef kendini en uzun üzerimizde taşıdığımız duyguya, unutkanlığa bırakıyor. Ya da Sezen Aksu'nun şarkısında dediği gibi “Mevsim değişip Akdeniz oluyor”.
 

Hakkını Vermek,

 KASIM 2004

 Hani bir söz vardır, “Yiğidi öldür ama hakkını ver”. Bu ay sizlerle bir yiğidin hakkını vermek adına birşeyler paylaşmak istiyorum.
 

 İstanbul'dan uzaktayken…

EKİM 2004

 Boğaz, tanrının bahşettiği en büyük ödüldür bu şehre. İki yakasında hala sanki iki ayrı kültür yaşar bu gün tıpkı tarihler boyunca olduğu gibi.
 

 Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

EYLÜL 2004

 Ya da bir başka deyişle; “Sen kiminle konuştuğunun farkında mısın?”. İşte nasıl bir kimlik bunalımı yaşadığımızı açıkça ortaya koyan iki soru. “Kimsin?”, “Nesin?”,
 

 “Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir”

AĞUSTOS 2004

Ve okumayı sevdim. Öğrenmeyi sevdim. Öğrendiğimi paylaşmayı sevdim. Paylaştıkça tanımadıklarıma ulaşmayı sevdim, yani yazmayı sevdim. Tanımayanların beni sevmelerini sevdim.
 

Düşüncenin Gücü

 TEMMUZ 2004

 İnsan hayatında bazı sözlerin yada bazı ‘kısa'ların önemli rolü vardır. Benim hayatımda önemli rol oynayan bir ‘kısa'yı sizinle paylaşmak istiyorum, hisse çıkartmak isteyenlere!...
 

Türkçe tartışmalarında gelinen son nokta…

 HAZİRAN 2004

 GEÇMİŞİ hangi tarihe dayanır bilmem ancak, kullandığımız dili savunma ve onu yabancı dillerden arındırma çalışmaları ve konuşmaları her devirde gündemi meşgul etmiştir. Atatürk,
 

Olmak mı, olmamak mı?

 MAYIS 2004

 OLMAK ya da olmamak (to be or not to be). Shekspir böyle diyor, bir oyununda. Dünya öyle bir düzen üzerine kurulmuş işte. Dünya’ya gelen her canlı bir gün fiziksel ölümü tadıyor. Kanuni de olsanız, Mustafa Kemal de.
 

Bilgi güçtür

NİSAN 2004

 HALA izlerini taşıdığımız, yaşanmış çok ciddi ekonomik krizler şirketlerin yatırımlarını olumsuz yönde etkiledi.
  MART 2004

Kayak cenneti...

 MART 2004

 Eskilerin bir deyişi vardır “Kar yılı, var yılı”. Umarım bu yıl gerçekten bolluklar içersinde geçer bizde ülke olarak biraz daha rahatlarız.
 

 Mutlu bir gün ardından

ŞUBAT 2004

Hayatın kendisidir bu iniş çıkışlar. Kimi zaman çok başarılı oluruz kimi zaman onarılamaıyacak hatalar yapar altında eziliriz.

 

Soru Sormak!

OCAK 2004

 Her sene olduğu gibi, bu sene başında da tüm yazı yazanlar ve benim gibi yazmayı deneyenler, ya yeni seneden beklentileri içeren umut dolu yahut geçmiş seneden, kısmen güzel (benim aklıma pek gelmiyor ama) çoğunlukla da esef ve üzüntü dolu anıları kaleme alacaklar.
 

Hesap lütfen 

 ARALIK 2003

 HEPİMİZ dünyaya ilk merhaba dediğimiz andan itibaren bir hesap ödeme telaşı içerisine düşüyoruz. “Hesap lütfen”.
   Ne yönetiyoruz? KASIM 2003 YÖNETMEK deyince sizin aklınıza ne gelir bilmiyorum, ancak ben iki konu arasında sürekli gidip geliyorum. İnsan yönetmek ve iş yönetmek. İş hayatına başladığım ilk günden beri bu iki yönetim kavramı beni hep meşgul etmiştir.
  EKİM 2003Protesto ediyorum EKİM 2003 EVET, protesto ediyorum. Yazacak o kadar konu varken ben hiçbiri hakkında yazmayacağım.
 

Nereden baksam? 

 EYLÜL 2003

 BU gün canım saçmalamak istiyor.
Mesela ligler başladı, futbol ülkenin gündemine oturdu. GS ve BJK direkten döndü, FB fena çarpıldı.
Bu arada Süreyya Ayhan, en yakın rakibine nerdeyse yarım tur bindirdi, birinci oldu, ama kimin umurunda!

  ağustos 2003

 “Internet” mi olsun, yoksa “Isagi” mi?

AĞUSTOS 2003

 BANA sorarsaniz hiç de önemli degil. Sonuçta olusumunda en ufak bir teknik katkimizin olmadigi bir teknolojik ortama Türkçe bir isim bulmak konusunda hiç de kafa yormam. Tipki daha önceleri Telefon (Telephone), Train (Tren), Football (Futbol), Automobile (otomobil)
 

 Kendini eğitmeyen eğitimciler

TEMMUZ 2003

 BENİ okuyan sevgili dostlarım zaman zaman seyahatlerimle ilgili anılarımı okumaya alışkınlar. Ancak bu ay, bir kitap yazacak kadar çok anıyla döndüğüm bir Güneydoğu Anadolu seyahatim oldu ki anlatmakla bitecek gibi değil.
 

Arının sokamadığı dilimiz: 'Türkçe'miz

HAZİRAN 2003

 SEN neye hazırsan, O da senin için hazırdır”. Bu sözler Mark Victor Hansen tarafından söylenmiş. Ne zaman hangi ortamda söylediğini bilmiyorum ancak her dönemde ve ortamda değerlendirilebilecek ve ders çıkartılabilecek bir anlatım.
 MAYIS 2003

Şanslı Olmak

MAYIS 2003

 BU gün Londra’daki 3. günüm ve şu günlerde sürmekte olan Irak savaşının bir başka yüzü ile karşı karşıyayım. Televizyonda her kanal savaşı değişik bir açıdan veriyor ve de habercilik adına önemli işler başardıklarını düşünerek gururla karşımızda duruyorlar.
 

E, be devlet, kime şikayet edeyim seni?

NİSAN 2003

 HEPİMİZ, hayatımızın değişik dönemlerinde farklı duygular yaşadık. Aşık olduk gençliğimizde ve şarkılar dinledik içki masalarında. Orhan Gencebay’ın, Şikayetim Yaradana adlı şarkısı arkadaş oldu zaman zaman bize ve dertlerimize. Eğitimsizdik aşk konusunda o zaman, kime neden aşık olduğumuzun cevabını bile veremiyorduk.
 

Proje satmak ve proje satın almak

MART 2003

 YİRMİ, yılı aşkın bir süredir bilişim sektörü (IT) içerisindeyim. Bu süre içerisinde hani bizim tabirimizle masanın her iki tarafında da bulunma şansına sahip oldum. Şans diyorum, çünkü böylece oldukça farklı tecrübeler edinebiliyor insan.
 

 Olmaz mı acaba?

ŞUBAT 2003

 ŞİRKETLER, çalışanlarının daha iyi üretebilmesi ve verimin artması için personel eğitimine önem verirler. Eğitilmiş insan kaynağı gelişimin en önemli parametresi olarak bilinir. İşte bu bilinç doğrultusunda şirketim beni bir eğitime gönderdi.
 

Başlığı olmayan yazı

OCAK 2003

 TÜM hafta sonumu bu ay hangi konuda yazmalıyım diye düşünerek geçirdim desem abartmamış olurum. Geçtiğimiz hafta Türkiye için oldukça önemli ve hareketli bir haftaydı. Tarih bu haftadan, gelecekte çok bahsedecek.
 

Sadece çocuklar değil, herkes duysun

ARALIK 2002

 Bu bölümün adı bence ÇOCUKLAR DUYMASIN yerine, HERKES DUYSUN, İŞ ADAMLARI SİZDE DUYUN, YÖNETİCİLER SİZDE DUYUN, EĞİTİMCİLER SİZDE DUYUN, SİYASİLER SİZDE DUYUN, SAĞCILAR, SOLCULAR, MERKEZCİLER SİZDE DUYUN ve hatta SAĞIR SULTAN SENDE DUY olmalıydı.
   Bu problemi çözmek isteyenler el kaldırsın!KASIM 2002 HEPİMİZİN hayatında önemli yeri vardır havuz problemlerinin. Okul yıllarında kimimiz yüzmekten bile nefret ettik bu yüzden. Yok efendim havuzun dibindeki çatlağın sebep olduğu su kaybı ya da musluktaki bozulmadan kaynaklanan ilave su miktarının sebep olacağı taşma
 

İngiltere'nin karanlık ve Atatürk'ün aydınlık yüzü

EKİM 2002

 Kenya, senelerini İngiltere'nin sömürgesi olarak geçirmiş ve bugün özgür olduğunu zanneden, bana göre zavallı bir ülke. Maalesef Kenya kimliğini yitirmiş, halkın kendi
 

Avrupa Birliği ve Türkiye

EYLÜL 2002

 TÜRKİYE, son günlerde iki önemli konuya odaklanmış vaziyette, oldukça sıcak günler yaşıyor. Bu ana başlıklar; Seçim ve Avrupa Birliği.
TBMM yaptığı son toplantıda bu iki konuda önemli kararlar aldı. Avrupa Birliği konusunda alınan kararlar sekiz sütuna manşet olarak verildi ve Meclis'in tarih yazdığı söylendi.
 

KİMİN PROBLEMİ?

AĞUSTOS 2002

 TAM on gün süren bir İtalya serüveni yaşadım. Hem de ne serüven... Size de olur mu bilmem ama benim tüm seyahatlerimin sonu "Canım Ülkem" diye biter. Bu defa biraz daha kuvvetli hissettim sanırım bunu.
 

 M-Herşey

TEMMUZ 2002 

 SON günlerde hangi etkinlikle ilgili davetiye alsam konu muhakkak E ile başlıyor. E-Devlet, E-Ticaret, E-Ekonomi, E-Banka, E-Bir şey, E-Başka bir şey, E-eeeeeeeeee… Yani bana da geldiler, bu kadar da "E"leşmeli miyiz diye düşünürken,
   

RTÜK / MTÜK

HAZİRAN 2002

  ŞİMDİ bu başlığa bakanlar, son yılların en gözde kısaltması olan RTÜK'ü hemen anlayacaklar ama MTÜK'le neyi kastettiğimi merak edeceklerdir. Etmeyenler ise yazıyı okumadan bir sonraki sayfaya geçebilirler, onlara dergi içerisinde iyi yolculuklar diliyorum.
    

BUYURUN SOHBETE

MAYIS 2002  

 MERHABALAR! Sevgili dostum Merih, artık biz dinazorların bugüne kadar edinmiş olduğumuz tecrübeleri toplumla paylaşmamız gerektiğini ve bunun da en iyi yolunun yazmak olduğunu söylediğinde önce tepki gösterdim. Ancak konuyu tekrar düşündüğümde çok haklı olduğuna karar verdim. İlk başta neden itiraz etmiştim, bunu düşündüm. 



0 Yorum - Yorum Yaz
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Hava Durumu
YAYIMLANAN KİTAPLARIM
HAYATIN GÜLDÜREN YÜZÜ

HAYATIN GÜLDÜREN YÜZÜ,
SADIK ŞENDİL.
RENCİDE GÖLGELER SOKAĞI
NAİL'İ BIRAKAMAM
İdil 2
SAYILMAYANLAR
Sayılmayanlar, raflarda yerini aldı.




Okuyucu Yorumları
ŞAM'DA BİR MARDİNLİ